Bergama Antik Kenti: Pergamon’un Kayıp Sırları ve Hikayeleri
Eğer tarih öncesinden gelen, zamana meydan okuyan antik şehirlerin sırlarını keşfetmeye hazırsanız, Bergama Antik Kenti’ne bir yolculuk yapmanın tam zamanı. İzmir’in kuzeyinde, Pergamon olarak da bilinen bu tarihi harikayı keşfetmek, geçmişin gizemli sayfalarına adım atmak demek.
Antik tıptan mimariye, mitolojiden sanata kadar pek çok alanda öncülük etmiş bu antik kentin hikayesi, her köşesinde farklı bir sır barındırıyor. Peki, Bergama Antik Kenti’nin gezmeye hazır mısınız?
Bergama Antik Kenti’nde Gezilecek Yerler
Pergamon adıyla da bilinen Bergama, Balıkesir sınırları içindeki Misya bölgesinin en önemli merkezlerinden biri olarak kabul ediliyor. Pergamon Krallığı’nın MÖ 282 ile 133 yılları arasında başkentlik yapmış bu kent, tıpta birçok ilke imza atmış.
Müzikten spora, tiyatrodan doğal şifa yöntemlerine kadar birçok alanda yenilikler getiren Bergama, yılan sembolüyle de tanınan tıp ve eczacılık bilimlerinin beşiği.
Bergama’nın kültürü ve dokusu, onu UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Aday Listesi’ne taşıyacak kadar değerli kılmış. Kent, antik çağlarda üç bölgeye ayrılmış bir yapıya sahipti. 300 metre yükseklikteki Akropol, krallık ailesi, yöneticiler, aydınlar ve komutanların yaşadığı elit bir bölgeydi.
Orta Kent ise halkın serbestçe gezip dolaştığı, gençlerin çeşitli sportif etkinlikler gerçekleştirdiği, halka açık tapınakların bulunduğu canlı bir alandı. Orta Kent’te yer alan Demeter Kutsal Alanı gibi tapınaklar, kentin dini ve kültürel yaşamının merkezlerindendi.
Bergama Zeus Sunağı ve Tapınağı
Bergama, antik dünyanın en heybetli yapılarından biri olan Zeus Sunağı ile tanınır. MÖ 164 ile 156 yılları arasında inşa edilen bu eser, o dönemde tanrıların kralı Zeus’a adanmıştı.
Ancak, sunak Carl Humann isimli bir arkeolog tarafından keşfedildikten sonra, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerindeki tarihi eser yasalarındaki boşluklardan yararlanılarak Almanya’ya taşınmış. Berlin’de, Pergamon Müzesi’nde onarılarak sergilenen bu sunak, bugün Bergama’da sadece geniş temelleri ile ziyaretçilere merhaba diyor.
Athena Tapınağı
Pergamon’un kalbinde, akıl ve bilgelik tanrıçası Athena’ya adanan Athena Tapınağı, şehrin en eski ve en muhteşem yapılarından biriydi. Bu tapınak, aynı zamanda Zeus’a da adanmıştı ve antik dünyada özel bir yere sahipti. 10 uzun kenar ve 6 kısa kenar sütunu ile etkileyici bir mimariye sahip olan tapınak, sadece tapınak görevlilerinin girebildiği kutsal bir oda olan Cella’yı barındırıyordu. Savaş tanrıçası Athena, kentin koruyucusu olarak kabul ediliyor ve bu tapınak onun şanına yaraşır bir şekilde inşa edilmişti.
Ancak, bu büyüleyici yapının parçaları kazılarda bulunup Berlin’e taşındı ve Berlin’deki Pergamon Müzesi’nde yeniden bir araya getirilerek sergilenmeye başladı. Günümüzde bu eserleri Berlin’de görmek mümkün. İzmir Bergama’da ise Athena Tapınağı’nın yalnızca temelleri ayakta kalmış durumda. Bu, tapınağın bir zamanlar ne denli görkemli olduğunun bir hatırlatıcısı gibi.
Athena Tapınağı’nın yanında bulunan kütüphane ise, 200.000 kitaplık koleksiyonuyla Helenistik dönemin İskenderiye Kütüphanesi’nden sonra gelen en büyük kütüphaneydi. Bu kütüphanede, Mısırlıların ihracatını yasakladığı papirüs yerine, Bergamalıların Sardesli Krates’in buluşu olan ve daha sonra parşömen olarak bilinecek kurutulmuş koyun ve keçi derilerini kullanmaya başladıkları biliniyor.
Parşömen, yazıların uzun yıllar boyunca canlı ve net kalmasını sağlayan mükemmel bir malzemeydi. Yüzyıllar boyunca süregelen bu geleneğin, antik zamanların bilgi birikimini günümüze taşıdığını düşünmek bile insanı heyecanlandırıyor.
Traian Tapınağı ve Kutsal Alanı
Bergama’nın Akropol’ünün en yüksek noktasında bulunan Traian Tapınağı da dikkat çekiyor. Roma İmparatoru Traian adına MS 138 yılında tamamlanan bu tapınak, sütun başlıklarındaki palmiye yaprakları ile göze çarpıyor. Yıkılmış olan bu yapı, 1976’da Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından yeniden inşa edilmiş ve bugüne kadar gelen muazzam bir tarihi miras olarak ayakta duruyor.
Dünyanın En Dik Antik Tiyatrosu
Bergama aynı zamanda dünyanın en dik antik tiyatrosuna ev sahipliği yapıyor. 10,000 kişilik izleyici kapasitesine sahip bu tiyatro, oyunların sonunda kaldırılabilen ilk portatif ahşap sahnesi ile ünlü. Bu tiyatro, II. Eumenes döneminde, Dionysos Tapınağı’nın manzarasını engellememek amacıyla inşa edilmiş. Tiyatronun dikkate değer dikliği, seyircilerin Dionisos Tapınağı’na inerken oldukça dikkatli olmaları gerektiğini gösteriyor.
Bergama Çevresinde Gezilecek Yerler
Bergama, İzmir’in kuzeyinde, zengin tarihî mirası, antik kalıntıları ve doğal güzellikleriyle ünlü bir ilçedir. Hem kültürel hem de tarihi açıdan önemli birçok yere ev sahipliği yapar. İşte Bergama’da ziyaret edebileceğiniz yerler:
- Bergama Akropolü: Bergama’nın en ünlü ve görkemli tarihi yapılarından biri olan Akropol, şehrin üzerinde yükselen bir tepede bulunuyor.
- Asklepion: Antik Yunan ve Roma dönemlerinde önemli bir şifa merkezi olan Asklepieion, günümüzde Bergama’nın en çok ziyaret edilen yerlerinden biri. Antik tıbbın ve tedavi yöntemlerinin izlerini taşıyor.
- Kızıl Avlu (Kızıl Basilika): Roma dönemine ait büyük bir tapınak kompleksi olan Kızıl Avlu, etkileyici mimarisiyle dikkat çekiyor. Daha sonra bir Hıristiyan kilisesine dönüştürülmüş olan bu yapı, Bergama’nın önemli tarihi noktalarından biri.
- Bergama Kütüphanesi: Antik dünyanın en büyük kütüphanelerinden biri olarak kabul edilen Bergama Kütüphanesi, bir zamanlar binlerce parşömene ev sahipliği yapmış.
- Bergama Müzesi: Bergama ve çevresindeki kazılardan çıkarılan tarihî eserlerin sergilendiği müze, ziyaretçilere antik çağın sanatını ve kültürünü yakından tanıma fırsatı sunuyor.
- Serapis Tapınağı (Kızıl Avlu’nun içinde): Mısır tanrısı Serapis’e adanmış bu tapınak, Kızıl Avlu kompleksinin bir parçası ve antik dönemin dini yapıları hakkında bilgi veriyor.
- Allianoi Antik Kenti: Bergama’nın yakınlarında yer alan ve tarih öncesi dönemlere dayanan bir sağlık merkezi olan Allianoi, ne yazık ki günümüzde su altında kalmıştır. Ancak tarihi önemi nedeniyle ziyaretçilerin ilgisini çekmekte.
Bergama Antik Kenti Giriş Ücreti ve Ziyaret Saatleri
Bergama Antik Kenti girişi ücretli, eğer Müzekart‘ınız varsa ücretsiz giriş yapılabiliyor. 08:00’de açılan antik kent yazın 19:00, kışın 17:00’ye kadar haftanın her günü ziyaret edilebiliyor.
Bergama Antik Kenti Nerede ve Nasıl Gidilir?
Bergama Antik Kenti’ne ulaşım iki yolla mümkün. Bunlardan biri teleferik. Akropol Caddesi üzerinde yer alan teleferik, sizi Bergama Antik Kenti’nin girişine kadar çıkarıyor. Teleferiğin uzunluğu 694 metre ve yaklaşık 3 dakikada çıkılıyor.
Özel aracınız varsa Akropol Caddesi’ni kullanarak kentin girişine kadar, yani Akropol Yukarı Teleferik İstasyonu’nun olduğu bölgeye kadar aracınızla çıkmak daha ekonomik ve daha mantıklı. Çıkarken, açık havalarda Kestel Barajı manzarası ile büyüleniyorsunuz zaten. 2,3km uzunluğundaki bu yol asfalt bir yol ve kesinlikle tavsiye ederim.
Özel aracınızla ilçe dışınan geliyorsanız Bergama Ödemiş arası 150km (3sa 30dk), Bergama’nın İzmir merkeze olan uzaklığı 110km (2sa), Isparta Bergama arası 500km, Bergama Antik Kenti ile Efes Antik Kenti arası mesafe ise 180km (2sa 40dk). Dikili’den gelenler için ise sadece 30km.
Sonuç
Bergama Antik Kenti, tarihin tozlu sayfalarından fırlamış bir zaman kapsülü gibi. Ziyaretçilere, antik dünyanın gizemlerini, tarihi ve kültürel zenginliklerini keşfetme fırsatı sunuyor. Pergamon’un antik yollarında yürürken, geçmişin büyüsüne kapılacak ve bu eşsiz mirasın bir parçası olmanın heyecanını yaşayacaksınız.