Alara Kalesi ve Hanı’nın İzinde: Bu Tarihi Yapılar Nerede?
Keşfedilmeyi bekleyen tarihi bir hazine, Alanya’nın büyüleyici doğası ve gizemli yollar… Alara Kalesi ve Alara Han, Anadolu’nun en etkileyici köşelerinden birinde sizi bekliyor. Peki bu antik yapılar nerede, nasıl bir tarihe tanıklık ediyorlar ve Alanya’dan bu eşsiz mirasa nasıl ulaşılır?
Alara Han ve Kalesi
Yıl 1231’di ve İpek Yolu, zenginliklerle dolup taşıyordu. Bu yolun üzerinde, iri kesme taşlarla inşa edilmiş Alara Han, tüccarların yorgunluklarını atıp, ihtiyaçlarını karşıladıkları bir kervansaray olarak yükseliyordu.
O zamanlar, bu han, gezginlerin sıcak bir yuva bulduğu, küçük odalarda dinlendiği bir mola noktasıydı. Bugün ise, tarihi duvarları arasında, bir restoran ve alışveriş merkezi hizmet veriyor.
Girişindeki kitabenin kayıp bölümleri olmasına rağmen, çevrilen kısmı, bu yapıyı kimin inşa ettiğini anlatıyor: “Sultanların Sultanı, Cihanın Fatih’i Alaeddin Keykubad.”
Alanya’nın Çakallar Köyü’nde bulunan Alara Kalesi, dik bir yokuşun sonunda gizlenmiştir. Bu kale, Anadolu Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad’ın, Alanya’nın fethi sonrası bölgedeki güvenliği sağlamak amacıyla inşa edilmiş bir kaledir.
Aynı zamanda, İç Anadolu’ya giden ticaret yolları üzerinde hakimiyet kurmak için de kullanılmıştır. Alara Han ile arasındaki 800 metrelik mesafe, bu iki yapıyı birbirine bağlayan tarihi bir köprü görevi görüyor.
Bu iki yapı, tarihin tozlu sayfalarından fırlayıp günümüze ulaşan, geçmişin izlerini taşıyan nadide eserlerdir. Alara Han’ın duvarları arasında yankılanan tüccar sohbetleri, Alara Kalesi’nin zirvesinden göz alıcı manzaralar…
Her iki yapı da, ziyaretçilere sadece tarih değil, aynı zamanda göz alıcı manzaralar ve benzersiz bir deneyim sunuyor. Alara Han ve Kalesi’ni ziyaret edenler, sadece tarihe değil, aynı zamanda Anadolu’nun eşsiz güzelliklerine de tanıklık ediyorlar. Bu yapılar, zamanın ötesinde bir hikaye anlatıyor ve her taşında binlerce yıllık geçmişi barındırıyor.
Alarahan: Nerede ve Nasıl Gidilir?
Alanya’dan Antalya’ya doğru ilerlerken, Okurcalar beldesine geldiğinizde Alara yoluna sapmanız gerekiyor. Bu yol, sizi doğrudan Alarahan’a götürecek 9 kilometrelik bir maceranın başlangıcıdır. Bu yolculuk, Akdeniz’in eşsiz manzaralarını sol yanınızda bırakarak, tarihin derinliklerine doğru bir geçiş sunuyor.
Yolculuğunuz boyunca sağınızda Alara Han’ın etkileyici yapısını göreceksiniz. Bu han, Selçuklu mimarisinin özgün örneklerinden biri olarak ziyaretçilerini ağırlıyor.
Karşı tarafta, yükselen tepeler arasında, Alara Kalesi’nin surlarını görebilirsiniz. Bu tarihi kale, bölgenin stratejik önemini ve geçmişteki ihtişamını yansıtan bir yapı olarak dikkat çekiyor. Kaleden manzaraya baktığınızda, Alara Han ve çevresindeki doğal güzellikler, tarihin ve doğanın iç içe geçtiği eşsiz bir kompozisyon oluşturuyor.
Sonuç
Alara Kalesi ve Alara Han’ın tarihi dokusunu keşfetmek, Alanya’nın sunduğu benzersiz deneyimlerden sadece bir tanesi. Bu antik yapılar, zamanın ötesinde bir hikaye anlatıyor ve her köşesinde farklı bir sır barındırıyor. Alanya’nın bu tarihi mirasını keşfetmek, geçmişin izlerini takip ederken doğanın muhteşem güzelliklerine de tanıklık etmek demek.