Balat Gezilecek Yerler: Renkli Evleri ve Sokakları Keşfetmek
Fener ve Balat, İstanbul’un tarihi semtlerinde bir zaman yolculuğu yapmak isteyenler için en özel adresler. Dar sokakları, renkli evleri, kiremit çatılı tarihi yapıları ve eski kiliseleri ile bu semtler, ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim vadediyor. Bu yazıda, Fener ve Balat’ın en özel köşelerini keşfedeceğiz.
Balat’ın Zengin Tarihi
Balat, derin kökleriyle tarihimizde önemli bir yere sahip. Bizans zamanında Petrion adıyla anılan bu semtte, Phanariots olarak bilinen Rumlar yaşam sürdürüyordu. İstanbul’un fethi sırasında evlerini terk eden bu topluluk, Fatih Sultan Mehmet’in verdiği güvence üzerine geri döndü.
15. yüzyılın ortalarında Sefarad Yahudileri’nin bu bölgeye yerleşmesiyle birlikte, Portekiz ve Rodos’tan gelen Musevi göçmenlerin katılımıyla bölgenin kimliği daha da zenginleşti. Bu dönemde Balat, adeta bir kültür mozaiği haline geldi.
Göçmenlerin sadece kendileri değil, getirdikleri kültürel zenginlikler de bu mozaiğin parçaları oldu. Örneğin, İstanbul’a matbaanın gelmesi de bu göçmenler sayesinde oldu.
Ancak 1950’lerde, bölgedeki Yahudi topluluğunun büyük bir kısmı İsrail’e göç edince, Balat İstanbul’dan gelen iç göçmenlere ev sahipliği yapmaya başladı.
Fener ve Balat’ın Değişen Yüzü
Fener ve Balat turlarının popülaritesi, bu mahallelerin son dönemlerdeki dönüşümüyle paralel ilerliyor. Yahudilerin ve Rumların tarihi dokunuşlarıyla estetik bir görünüme kavuşan ancak zamanla bakımsızlaşan evler, şimdi yeniden hayat buluyor.
Bölge, kiliselerin, sinagogların ve camilerin bir arada bulunduğu bir kültürel mozaik olarak gözler önüne seriliyor. Ancak bu popülerlik, bazı kafe ve restoranların Instagram fenomenlerini kabul etmemeye başlamalarına kadar varan bir yoğunluğa sebep oldu. Ancak bu yoğunluk, mahallenin otantik havasından bir şey kaybetmediği anlamına gelmiyor.
Burası o kadar otantik ki, ziyaretçilere başka bir dünyaya adım atmış gibi hissettiriyor. Esnafın bu duruma dair tepkileri karışık; kimisi bu yoğunluktan memnun, kimisi ise bıkkın. Ancak bir şey kesin: Fener ve Balat, kendine özgü kafeleri ve restoranlarıyla keşfedilmeyi bekliyor.
Balat’ta Gezilecek Yerler
İstanbul Balat’ta görülecek çok sayıda ilginç yer var. Semt, çok sayıda iyi korunmuş Bizans ve Osmanlı dönemi binasının yanı sıra bir dizi küçük müze ve sanat galerisine de ev sahipliği yapıyor.
Sveti Stefan Bulgar Kilisesi
Demir Kilise olarak da bilinen Sveti Stefan, dünyanın tamamı demirden inşa edilmiş tek kilisesi olarak dikkat çekiyor.
Osmanlı döneminde Ortodoks Bulgar topluluğu, ibadetlerini Rum kiliselerinde gerçekleştiriyordu. Ancak 19. yüzyılda, milliyetçilik akımının etkisiyle kendi kiliselerini istemeye başladılar. Bu talebin sonucunda, Stefan Vogoridis’in Fener’de bağışladığı arsaya ilk olarak bir ibadethane-ev inşa edildi.
Bu ahşap yapının ardından, tamamen demirden yapılan muhteşem kilise, Viyana’da hazırlandı ve parça parça İstanbul’a getirilerek monte edildi. 2018 yılında restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından tekrar ziyarete açılan kilise, içerisinde barındırdığı eşsiz enerjiyle ziyaretçilerini adeta büyülüyor.
Antikacılar Sokağı
Çıfıt Çarşısı ya da bilinen adıyla Antikacılar Sokağı, tarihi dokusunu ve enerjisini günümüze taşıyan eşsiz bir yer. “Çıfıt”, Osmanlı dilinde Yahudi demektir ve bu çarşı, bir zamanlar Yahudi esnafın toplandığı bir merkezdi.
Şimdi antikacılar, eskiciler ve aynacıların yanı sıra, tarihi Agora Meyhanesi ve Yanbol Sinagogu’na da ev sahipliği yapıyor. Bu sokakta düzenlenen mezatlarda, eski zamanlara ait hatıra eşyalarını keşfedebilirsiniz.
Ahrida Sinagogu
Ahrida Sinagogu, 1400’lerde Makedonya’nın Ohrid şehrinden İstanbul’a göç eden Yahudiler tarafından kurulmuş. Bu eski yapı, günümüze dek kesintisiz olarak ibadet amacıyla kullanılmış.
Fener Rum Lisesi
Fener Rum Lisesi, Heybeliada’daki ruhban okuluyla birlikte şehirdeki iki Rum eğitim merkezinden biridir. 1881 yılında inşa edilen bu yapı, 1950 yılına kadar eğitim amacıyla kullanılmıştır. Fransa’dan getirtilen kırmızı tuğlalarıyla dikkat çeken bu görkemli okul, İstanbul’un tepelerinde, etkileyici bir siluet olarak ziyaretçilerini bekliyor.
Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi (Ekümenik Patrikhane)
Osmanlı İmparatorluğu döneminde sade ve mütevazı inşa edilen kilise ve sinagoglardan biri olan Ekümenik Patrikhane, dıştan bakıldığında basit bir yapı olmasına karşın içerisindeki el işlemeleriyle büyülüyor. 6. yüzyıldan bu yana Ortodoks Hristiyanlığın ruhani lideri olan Ekümenik Patrik’in oturduğu bu yapı, tüm Ortodoks dünyası için oldukça önemli bir merkez.
Kiremit Caddesi
Cumbalı evlerin süslediği Kiremit Caddesi, fotoğrafçıların ve tarih severlerin vazgeçilmez adreslerinden biri. Eski İstanbul’un nostaljik havasını yansıtan bu cadde, renkli evleriyle fotoğraf karelerinizi süslüyor.
Tahta Minare Camii
İstanbul’un fethi sırasında önemli bir rol oynayan bu cami, adını tahtadan inşa edilmiş minaresinden alıyor. Minareye adını veren Hüseyin, İstanbul’un fethinde önemli bir isim olarak tarihe geçti.
Merdivenli Yokuş
Cumbalı evlerin rengarenk sıralandığı Merdivenli Yokuş, sosyal medyanın en popüler noktalarından biri. Bu sokakta yürüyerek geçmişin renklerini ve dokusunu hissedebilirsiniz.
Panayia Meryem Ana Kilisesi
Ayın 1’i Kilisesi olarak da bilinen bu kilise, doğal su kaynağıyla ünlü. İnanışa göre bu sudan içen kadınlar, çocuk sahibi olma şansını artırıyor.
Minik Kalpler
Bu özel evde, Rıza Bey ve eşi Mariyana Hanım’ın sevgiyle baktığı 68 çocuk için bir yuva bulunuyor. Çocukların ihtiyaçlarını karşılayan bu harika insanlar sayesinde, umut ve sevgi dolu yarınlar mümkün.
Özel Maraşlı Rum İlköğretim Okulu
Neo-klasik tarzda inşa edilmiş bu okul, tarihi bir yapı olmasına rağmen eğitim vermeye devam ediyor. Görkemli kapısıyla dikkat çeken okul, eğitimin tarihi ile buluştuğu bir nokta.
Cibalikapı
Cibalikapı, İstanbul’un fethi sırasında şehre ilk girişin yapıldığı kapı olarak tarihe geçmiştir. Bu özel kapı, tarihin yanı sıra Yeşilçam filmlerine de ev sahipliği yapmıştır.
Balat’ta Kahvaltı: Ne Yenir?
Balat, İstanbul’da dünya lezzetleri ve yerel yemekleriyle tanınan bir semttir. Bölge, her biri kendine özgü mutfağa sahip birçok farklı etnik gruba ev sahipliği yapmaktadır. Balat, yeni yiyecekler denemek ve şehrin çeşitli mutfak sahnesini deneyimlemek için harika bir yerdir.
Güne iyi bir kahvaltıyla başlamanın günün geri kalanını daha iyi hissettiren bir yanı var. Hele bir de bu kahvaltı İstanbul’un en güzel ve tarihi semtlerinden birindeyse, daha da iyi hissettiriyor.
Ayrıca Balat’ta sokak satıcılarından oturmalı restoranlara kadar yemek yiyebileceğiniz pek çok yer vardır. Kebap ve pide gibi Türk spesiyalitelerinin yanı sıra dolma ve baklava gibi Yunan yemeklerini de bulabilirsiniz. Ayrıca kugel (erişte pudingi) ve challah ekmeği gibi geleneksel Yahudi yemeklerini de deneyebilirsiniz.
Balat’a Nasıl Gidilir?
Sultanahmet’ten yola çıktığınızı varsayarsak, Balat’a ulaşmanın en kolay yolu tramvaya binmektir. Tramvay hattı Haliç boyunca uzanmaktadır, bu yüzden Zeytinburnu yönüne gitmek isteyeceksiniz. Balat’ın tam kalbinde yer alan Ayvansaray durağında ineceksiniz. Buradan tüm semtlerin eşsiz sokaklarını ve turistik yerlerini keşfedebilirsiniz.
Sonuç
İstanbul’un zengin tarihi dokusunu en yoğun şekilde hissedebileceğiniz Fener ve Balat, her köşesinde farklı bir hikaye barındırıyor. Kiremit Caddesi’nden eski kiliselere, dar sokaklarından renkli evlerine kadar bu iki semt, ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunuyor. Bir sonraki İstanbul gezinizde bu özel semtleri keşfetmeyi ihmal etmeyin!