Eskişehir’de Görmeniz Gereken 16 Harika Yer
Anadolu’nun en yaşanabilir kentlerinden biri haline gelen Eskişehir, İstanbul’dan 320 km uzaklıkta. İstanbul’da sabah erken kalkıyoruz ve şahsi aracımızla 4 saat sonra Eskişehir’e varmış oluyoruz. İsterseniz İstanbul’dan 6 saatte otobüs ile de gitmeniz mümkün.
Eskişehir içinde ulaşım açısından çok kolay olanaklar var. Özellikle tramvay ağı çok gelişmiş ve her noktaya ulaşım sağlanması amaçlanmış. Öğrenci şehri olması nedeniyle her şey oldukça ucuz. Daha çok öğrencilerin ağırlıklı olduğu Eskişehir’de kafeler, restoranlar, yeşil alanlar Amsterdam’a benzetiliyor. Türkiye’de böyle bir yer görmek insanı mutlu ediyor.
Eskişehir’in merkezini ikiye bölerek gezeceğiz. Önce merkezine yakın yerlerdeki gezilecek yerleri, ertesi gün de Odunpazarı’nda gezilecek yerlere uğrayacağız.
Eskişehir Havacılık Müzesi
Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı olarak işletilen Eskişehir Havacılık Müzesi, 1998 yılında ziyarete açılmış. 2011 yılında Anadolu Üniversitesi’ne devredilen 39.000 metrekarelik müzede Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampüsü’nün karşısında bulunan ve ismine Havacılık Parkı ve Tayyare Müzesi de denilen müzede, birbirinden güzel sivil uçaklar ve savaş uçakları sergileniyor.
Müzeye girdiğinizde önemli bir isim karşılıyor bizi, Hava Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel. Cumhuriyet tarihinin ilk hava harp şehidi Cengiz Topel’in trajik bir hikâyesi var. Kıbrıs’ın 1878 yılında geçici olarak İngiliz yönetimine verilmesi 1. Dünya Savaşı’na kadar sürmüş,
Osmanlı Devleti 1914 yılında savaşa katılınca İngiltere, kuralları ihlal ederek Kıbrıs’ı imparatorluğuna katmış ve Kıbrıs’ta 1960 yılına kadar İngiltere egemenliği altında kalmış.
Kıbrıs’ın Yunanistan’a verilmek istenmesi sebebiyle Türkiye – Yunanistan arasında bir anlaşmazlık baş göstermiş ve 1964 yılında Erenköy’de Kıbrıs Türkleri ile Kıbrıs Rumları arasında çatışmalar meydana gelmiş.
5 Ağustos 1964 tarihinde Rumlar, denizden hücumbotlarla karadan tanklarla Türklere karşı saldırıya geçiyor. 8 Ağustos günü, Türk Hava Kuvvetleri’nden Lider Yzb. Cengiz Topel, 2 numara Ütğm. İzzet Öztarhan, 3 numara Yzb. Mehmet Konedralı ve 4 numara Ütğm. Ethem Sancar, Eskişehir’den havalanarak Kıbrıs’ın yolunu tutuyor.
Hedefleri hücumbotlara saldırmak ve onları alt etmek. Kıbrıs harekâtı için F-100 tipi jet uçağı kullananlardan biri olan Cengiz Topel ilk dalışını yapıyor, hücumbota bombasını atıyor ve ikinci dalış için hazırlanırken Ütğm. İzzet Öztarhan, Cengiz Topel’in kullandığı uçağın alev aldığını ve atlaması gerektiğini söylüyor.
Dalış sırasında, Yunanistan’ın gizlice adaya gönderdiği Faethon adlı savaş gemisinden çıkan mermi ile uçağı isabet alan Cengiz Topel, uçaktan atlamak zorunda kalıyor ve Peristeronori Rum köyünün yakınındaki asfalt bir yola inişini gerçekleştiriyor.
– Bu andan sonrası, hiçbir kaynakta kesin olarak bilinmiyor, sadece varsayımlarla ifade ediliyor. – Cengiz Topel, yere indikten sonra Rum askerleri tarafından yakalanır ve çeşitli işkencelere maruz kalarak şehit edilir. Rumlar, şehidin naaşını vermeyince Türkiye, Birleşmiş Milletler’e gider ve durumu anlatır.
Herhangi bir çatışma durumunda insani yardım örgütleri tarafından, uyulması beklenen uluslararası standartları belirleyen Cenevre Anlaşmaları gereğince, uzun uğraşlar ve diplomatik baskılar sonucunda Cengiz Topel’in naaşı Türkiye’ye verilir ve bedeni üzerinde otopsi yapıldığında ise gördüğü işkencelerin acı boyutu ortaya çıkar.
Eskişehir Havacılık Müzesi’nde birçok uçak ve füze, restore edilerek ziyarete açılmıştır. Girişte karşımıza çıkan MIM-14 Nike Hercules, yüksek irtifa hava savunma füzesidir.
Özellikle sovyet bombardıman uçaklarını ve nükleer başlık taşıyan füzeleri, hedeflerine ulaşmadan imha etmek için üretilmiştir. Teknolojinin gelişmesiyle bu füzeler de etkisini kaybetmiştir.
Her türlü hava şartında kullanılabilen av önleme ve bombardıman uçağı F-104, havacılık deyimiyle kolayca kırıma uğradığı, yani bozulduğu için sıklıkla kazalar yaşanırmış ve uçan tabut olarak bilinirmiş.
1954 yılında hizmete giren ve denizaltılara karşı oldukça etkili olan Grumman S-2, denizaltısavar olarak kullanılırmış. 4 kişilik mürettebatlı uçak, bünyesinde derinlik bombaları, roketler ve torpiller taşıyarak denizaltıların korkulu rüyası haline gelmişti.
SIAT 223 Flamingo türü uçak ise ilk olarak 1960’lı yıllarda Almanya’da, eğitim uçağı yarışması için geliştirilmiş.
1979 yılında imal edilen AA 5B Tiger uçağı ise ABD’den satın alınıp Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksekokulu’nda eğitim uçuşları için kullanılmıştır. 20 yıl boyunca üniversitede, başlangıç uçuşları için eğitim amacıyla kullanılan uçak sonraki yıllarda, sergilenmesi amacıyla uçak müzesine verilmiştir.
İlgili ziyaretçilerin, helikopter mekanizmasını daha yakından inceleyebileceği Fransız yapımı 4 kişilik Alouette SA 318 C tipi helikopter, 1968 yılında imal edilmiş ve uzun süre kullanıldıktan sonra müzeye verilmiştir.
Parkın başka bir noktasında bulunan Douglas C-47 tipi uçaklar ise askeri taşıma uçağı olarak kullanılmışlardır. Göktreni olarak da adlandırılan Douglas Aircraft Company Transport Aircraft uçakları 2.700 kg yük veya 28 asker taşıma kapasiteleriyle kargo ve ambulans olarak da görev almışlardır.
Müzede sergilenen bir başka savaş uçağı ise F-5A tipi keşif ve bombardıman uçağıdır. Atlas Okyanusu havadan ilk defa bu uçak türü sayesinde geçilmiştir. Yüksek manevra kabiliyeti olması sebebiyle taşıdığı bomba ve roketler, zaman zaman kara saldırılarında kullanılmıştır.
Phantom RF-4 E türü uçak, savaş uçağı olmasının yanı sıra iyi bir foto-keşif uçağı olması sebebiyle THK tarafından tercih edilmiştir.
Eskişehir Havacılık Müzesi Ziyaret Bilgileri
Pazartesi hariç her gün, 09:00 – 17:30 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Müzeye ulaşmak için tramvayı tercih ederseniz, Hava Müzesi durağında inmeniz ve kısa bir mesafe yürümeniz gerekir. Aracınız varsa Havacılık Müzesi’nin giriş kapısının bulunduğu alanda ücretsiz park alanı mevcut.
Eskişehir TCDD Müzesi
Eskişehir’in Tepebaşı ilçesinde bulunan TCDD Müzesi, çoğunlukla hemen yanında bulunan TÜLOMSAŞ tarafından temin edilen malzemelerle 1998 yılında, asırlık bir yapı içerisinde ziyaretçilerin hizmetine sunulmuştur.
Eskişehir Garı’nın yanında bulunan TCDD Müzesi, küçük olmasına karşın önemli eserler ile sizi tarihsel yolculuğa çıkarabilecek seviyede bir donanıma sahip.
Bahçesinde, demiryollarında kontrol ve bakım için kullanılan, rayların üzerinde gidebilen, motorlu veya elle çalışabilen drenizler bulunuyor.
Demiryollarının karayolları ile kesiştiği hemzemin geçit örneği ve bariyerler, lağım temizleme aracı olan vidanjör, su tankeri ve lokomotif, TCDD Müzesi’nin bahçesinde görebileceğiniz diğer malzemelerden.
Osmanlı Dönemi’nden bugüne kadar olan gelişmeleri görebileceğiniz TCDD Müzesi’ne giriş yaptığınız kapının hemen yanında trenlerin hareketi sırasında duyduğumuz çanlardan bir tanesi sergileniyor.
Müzenin içinde ilk olarak Osmanlı Dönemi’nde kullanılan ve 1908 yılında imal edilen lale motifli kömür sobaları çıkıyor karşımıza.
5 metre uzunluğunda ve 3.5 metre genişliğinde güzelce detaylandırılmış bir demiryolu istasyon maketi bulunuyor. Görevli, maketi çalıştırdığı takdirde, içinde bulunan tren, demiryolunu ışıklar ve aldığı sinyaller eşliğinde takip ediyor.
TÜLOMSAŞ’ta imâl edilen tren ve vagonların minyatür hali de müzedeki odaların birinde yer alıyor.
Eskişehir TCDD garında çalışan işçinin giydiği kıyafet, aydınlatma fenerleri, kullanılan raylardan küçük parçalar, arazi ölçüm aletleri, radyo, masa telefonu ve daktilolar müzede görebileceğiniz tarihi eserler arasında.
TCDD Müzesi’nin hemen arkasında da 1960’lı yıllarda yapılan yerli otomobilin bir örneği yer alıyor. Devrim Otomobili adındaki araba 15 yıldır imâl edildiği Türkiye Lokomotif Sanayi Şirketi’nin bahçesinde cam kafes içinde sergileniyor.
Devrim Arabası’nı görmek için TÜLOMSAŞ bahçesine girerken görevlilere kimlik kartınızı vermeniz yeterli. Ardından TÜLOMSAŞ’ın güzel bahçesinde kısa bir yürüyüşle Devrim Arabası’nı ücretsiz olarak görebilirsiniz.
Adalar / Porsuk Çayı
Kentin tam ortasından geçen Porsuk Çayı da çok iyi kullanılmış. Eskişehir’in Adalar adı verilen mevkiinde yer alan Porsuk Çayı çevresine inşa edilen yaşam alanları, Eskişehir’i yaşanılabilir kılmış. Eti Park başta olmak üzere her yer yemyeşil, Porsuk Çayı üzerinden rengarenk köprüler geçiyor. Şöyle bir baktığınızda tam bir Avrupa şehri olmuş.
Porsuk Çayı üzerinde düzenlenen 15 dakika süreli tekne turlarını uygun bir fiyata değerlendirebilirsiniz. Tekne turu ücretleri ise kişi başı 3,5TL. Tekne turlarının yanında, dört kişiye kadar binebileceğiniz gondolları da 25TL ücret karşılığında kiralayabilirsiniz. Gondolları süren görevli sizinle birlikte geliyor doğal olarak ve siz de bu güzel gondol turu ile Venedikteymiş gibi keyfinize bakıyorsunuz.
Reşadiye Camii
Reşadiye Camii, Eskişehir’deki Osmanlı izlerini taşıyan yapılardan biri. Eskişehir ziyaretinizde en azından bir kere yakından görmeniz gerekiyor. 1916 yılında Sultan Reşad döneminde inşa edilen yapı yıkılmış olmasına rağmen, 1979 yılında üzerine inşa edilen yeni cami de aynı isimle anılmaya başlanmış.
Eminönü’ndeki Yeni Camii‘ye benzer bir mimarisi olan Reşadiye Camii, şehrin en hareketli noktasında bulunuyor.
Sazova Parkı
Sazova Parkı, bir parktan öte çocuklarınızla eğlenebileceğiniz bir masal diyarı gibi. Korsan Gemisi, Masal Şatosu gibi çocukların çok beğeneceği etkinliklerin yanısıra, Deney Bilim Merkezi, Uzay Evi, Sualtı Dünyası gibi yetişkinlerin de ilgisini çekebilecek etkinlikler mevcut. Ancak tüm bu etkinliklere katılabilmek için birkaç saatinizi ayırmanız gerekiyor. Biraz hızlı adımlarla Sazova Parkı’nı baştan başa gezebilir, tüm etkinliklere katılabilirsiniz. Hafta Sonu Eskişehir Gezisi 2. Gün sayfamızda ertesi gün nereleri gezdiğimizi görebilirsiniz.
Haftasonu Eskişehir gezimizin ikinci günü olan Pazar gününde Odunpazarı ve çevresini gezeceğiz, Gezilecek yerler listemizin ilk sırası kentten bir miktar uzakta yer almasına rağmen, diğer yerler birbirlerine yürüyüş mesafesinde yer alıyor. Aracımızı çok kullanmamız gerekmeyecek, dolayısıyla hem yürüyecek hem de peşisıra yer alan güzel yerleri gezeceğiz.
Haftasonu gezimizin ilk gününde Eskişehir’in Odunpazarı’na uzak yerlerini ziyaret etmiştik. Havacılık Müzesi, TCDD Müzesi ve Sazova Parkı gibi önemli yerlere gittiğimiz Eskişehir Gezi Rehberi’ne mutlaka göz atın.
Eskişehir’in Yapay Plajı ve Kentpark
Kentpark, Eskişehir Belediye Başkan Yılmaz Büyükerşen’in, Eskişehir’e kazandırdığı birçok proje gibi Eskişehir’e seviye atlatan başka bir proje. Porsuk Çayı’nın yanıbaşında yer alan Kentpark, gördüğüm en güzel parklardan biri.
Aracınızı park edip Kentpark’ın merkezine doğru yürürken at çiftliğinin içinden geçiyorsunuz. Atların beslenip tutulduğu at kabinleri ve at biniciliği sporunun yapıldığı biniş alanını görüyoruz. Biniş sporu için alan biraz dar olsa da yeni başlayanlara yetecek düzeyde. At bölgesini geçtikten sonra sol tarafta Porsuk Çayı üzerine inşa edilmiş birkaç iskele yer alıyor. Özellikle yaz aylarında buraya çiftler gelip vakit geçirdiği için, burası aşıklar iskelesi olarak da adlandırılmış.
Yeşillikler içinde uzun bir yürüyüş yolundan geçeceksiniz. Çevrede çok güzel çiçekler ve ağaçların olduğu, her yerin çimlerden oluştuğu harika bir yol.
Kentpark’ı bu kadar önemli yapan projelerden biri de 300 metre uzunluğundaki Türkiye’nin ilk yapay plajı. Öyle saçma sapan bir plaj da değil. Plajın yanı sıra ikisi açık biri yarı olimpik kapalı yüzme havuzlarına, çocuklar için oyun parklarına, göletlere ve göletlerin yanı başında restoranlara da sahip. Bu özellikleriyle Eskişehir’e güzel bir sosyal yaşam alanı sağlanmış. Burada yüzme yarışları da yapılıyor. Eskişehir halkı buraya sadece yüzmek için değil, güneşlenmek için de geliyor. Kentpark Plajı her gün 10:00 – 18:30 saatleri arasında kullanılabiliyor.
Kentpark göletlerinin çevresinde yürümek de bir hayli keyifli. Gölet içerisindeki renkli balıkları izlemek de öyle. Dilerseniz gölet kenarındaki restoranda ortalama fiyatlara iyi bir serpme kahvaltı yapabilirsiniz.
Eskişehir Kentpark Nerede ve Nasıl Gidilir?
Kentpark, şehrin merkezi olan Odunpazarı Mahallesi‘nden bir miktar uzakta yer alıyor, ancak ulaşım esbot, 25, 10, 14 ve 6 numaralı otobüslerle veya tramvay ile oldukça kolay. Arabanız ile gidiyorsanız Kentpark tabelalarını takip edip otoparkına yönlenebilirsiniz.
Şelale Park
Ardından Eskişehir’e hakim bir noktada yer alan Şelale Park’a gidiyoruz. Şelale Park’ın üst tarafında araçlarınızı park edebileceğiniz geniş ve ücretsiz alanlar mevcut. Eskişehir’i tepeden izleyebileceğiniz en iyi nokta olan Şelale Park’ta, yemek yemenizi önermem ancak manzara eşliğinde kutu bir şeyler içebilirsiniz.
Şelale Park, ismini restoranın yanındaki yapay şelaleden alıyor. Bu bölgede de bir miktar yeşil alan bulunuyor. Şelale Park’ta kaydırak, yel değirmeni ve Don Kişot heykeli eşliğinde küçük bir gezinti yapabilirsiniz.
Kurşunlu Külliyesi
Aracımıza atlayıp Şelale Park’tan aşağıya Odunpazarı’na doğru iniyoruz ve aracımızı Odunpazarı Mahallesi’nin arka sokaklarından birine bırakıyoruz. Odunpazarı evlerine doğru yürürken ilk durağımız, Eskişehir’in en eski Osmanlı yapılarından biri olan Kurşunlu Külliyesi.
Kurşunlu Külliyesi, Yavuz Sultan Selim zamanında inşa edilen bir yapı kompleksidir. İçerisinde kervansarayı, yemekhanesi, medresesi, kütüphanesi, tabhanesi ve tam ortasında bir cami bulunan külliyenin tabhanesi günümüzde Lületaşı Müzesi olarak hizmet veriyor.
Lületaşı Müzesi
Lületaşı Müzesi, büyük bölümü Eskişehir’den çıkarılan ve yerli halkın beyaz altın olarak nitelendirdiği lüle taşlarından yapılan eserlerin sergilendiği bir müze. Müzeye giriş ücretsiz. Müzede bulunan eserler gerçek anlamda el emeği göz nuru.
Bu nedenle mutlaka ziyaret etmeli, detaylı çalışmaları yakından görmelisiniz. Lületaşı Müzesi’nin karşısında ise El Sanatları Atölyeleri bulunuyor. Süsleme, tezhip ve cam sanatlarına yönelik eserlerin sergilendiği bu alanda ürünlerin satışları da yapılıyor.
Beylerbeyi Konağı
Kurşunlu Camii’nin çıkışındaki Kurşunlu Camii Sokak’ta yer alan Beylerbeyi Konağı, Odunpazarı Evleri Yaşatma Projesi kapsamında restore edilmiş ve Beylerbeyi Konağı ve Eczacılık Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.
1750 yılında inşa edilen konağın son sahibi Niyazi Çapa, Eskişehir’de müze olmadığını belirtmiş ve Beylerbeyi Konağı adını verdiği bu konağı bir müze haline getirmiştir. Müzede, geçmişi yaşatan birçok bölüm ve köşe var. Organ kayıplarında, organ işlevlerini kısmen de olsa getirmesi için kullanılan protezler ile ortez adındaki destek olarak işlev gören yardımcı cihazların bulunduğu bir ortez protez bölümü bulunuyor.
Nostalji eczane bölümünde asırlık ilaçlar var. Türkiye’de kurulan ilk nostalji eczanesidir buradaki eczane. Yalnız odanın kapısına kurulan kafes yüzünden ilaçlara yakından bakamıyorsunuz.
Ben yürürüm yana yana
Aşk boyadı beni kana
Ne akılem ne divane
Gel gör beni aşk neyledi
Yukarıdaki sözlerin sahibi Eskişehirli halk şairi Yunus Emre‘ye ait. Müzede, Yunus Emre’nin giysilerine benzer bir şekilde giydirilmiş plastik bir manken ve kaligrafi sanatıyla yazılıp çerçeveletilmiş şiirlerinin bulunduğu Yunus Emre köşesi bulunuyor.
Nostalji teknoloji tarihi köşesinde, eskilerden kalma daktilolar, hesap aletleri, saatler, gramofonlar, radyo ve fotoğraf malzemeleri bulunuyor. Eskiden insanların kullandığı malzemeleri yakından görmek teknolojinin hızla ilerlediğinin en açık göstergesi.
Bunların yanında asırlık kitapların bulunduğu kütüphane, çapa ve tarım aletleri bölümü, plak koleksiyonu, yemek yeme kültürünün anlatılmaya çalışıldığı bölüm gibi değerli eserler ve köşeler müzede görebilecekleriniz arasında.
Birbirinden güzel eserler barındıran müze içerisinde geçmişin kültürü yansıtılmaya çalışılmıştır ziyaretçilere. Eskiden Türk insanının nasıl yaşadığı, günlük hayattaki kıyafetleri ve Yörük Türkmenlerin çadır yaşamları canlandırılmıştır.
İçinde Lületaşı Müzesi’nin bulunduğu Kurşunlu Külliyesi’nin alt kapısından çıktığınızda karşınıza gelen ilk sarı binadır Beylerbeyi Konağı. Odunpazarı ziyaretinizde mutlaka girin. Giriş ücretsiz, ancak isterseniz kapıdaki kutuya bahşiş bırakabiliyorsunuz.
Odunpazarı
Beylerbeyi Konağı’ndan bir sonraki istikamete doğru, sol taraftan aşağıya yürürken aralarında bulunduğunuz evler Tarihi Odunpazarı Evleri’dir. Burası Eskişehir’in en eski yerleşim yeri olma özelliğini taşıyor. Evlerin çoğu renkli ve bu da kadrajınızı güzelleştiriyor. Odunpazarı Evleri arasında Atlıhan El Sanatları Çarşısı‘na ait yapıyı da mutlaka görün. Yine aşağı doğru inerken karşınıza çıkacaktır. Atlıhan, adı üzerinde eskiden Odunpazarı’na gelenlerin atlarını bağladığı bir han görevi görüyormuş.
Anadolu Üniversitesi Eğitim Karikatürleri Müzesi
Eskişehir Anadolu Üniversitesi tarafından kurulan Eskişehir Karikatür Müzesi, Eskişehir’de turistik açıdan önemli bir yeri olan Odunpazarı Evleri içinde bulunuyor. 19. yüzyılda inşa edilen ve içinde Karikatür Müzesi’nin olduğu 265 metrekarelik yapı, restore edilerek ziyaretçilere açılmış.
Girişin ücretsiz olduğu müzede yerli ve yabancı birçok karikatüristin eseri bulunuyor. İki katlı olan müzenin alt katı, karikatüristlerin açtığı çeşitli sergiler için kullanılıyor. Üst katında arşiv eserlerin bulunduğu müzeyi gezerken, aynı zamanda asırlık Odunpazarı Evleri’nin bir tanesini de gezmiş ve yakından incelemiş oluyorsunuz.
Türk Karikatür Ustaları Odası, Eskişehirli Karikatürcüler Odası ve Atölye Odası bulunan üst katta aynı zamanda, ilgililerin rahatlıkla araştırma yapabilmesi için Kütüphane Odası da bulunuyor.
Müzede ünlü çizerlerin eserlerinin seramikten yapılma heykelleri de bulunuyor. Bunlardan biri Oğuz Aral’ın Gırgır Dergisi’nde çalışırken çizdiği Avanak Avni. Henüz küçükken Gırgır Dergisi‘ne ofis boy olarak giren Rıza Külegeç‘ten esinlenerek çizilen Avanak Avni karakterinin heykelini 2007 yılında Emre Tosun hazırlamış.
Eskişehir Karikatür Müzesi Ziyaret Bilgileri
Müzeye giriş ücretsiz. Pazartesi ve Salı günleri kapalı, diğer günler ise 09:00 – 17:00 saatleri arasında ziyarete açık.
Eskişehir Karikatür Müzesi Nerede ve Nasıl Gidilir?
Atatürk Lisesi tramvay durağında inerek ulaşabileceğiniz. Bu durak aynı zamanda Odunpazarı Evleri’nin arasında dolaşmak için ineceğiniz duraktır.
Balmumu Heykeller Müzesi
Cumhuriyet Müzesi’ni de geçtikten sonra 200 metre ileride sol tarafta Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi’ni görürsünüz. Müzeye, özellikle haftasonları okul tarafından getirilen öğrenci gruplarının yoğun ilgisi var, müzeye içerisine sayılı ziyaretçi aldıkları için de bir süre beklemeniz gerekebilir.
Balmumu Müzesi, Eskişehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen‘in yapmış olduğu yerli ve yabancı yaklaşık 160 kişinin yer aldığı balmumu heykellerinden oluşuyor.
Atatürk ve ailesi, Osmanlı’nın önde gelen isimleri, Türkiye’de ve dünyada isim yapmış önemli kişiler, yazarlar, sanatçılar, liderler gibi birçok kişinin balmumu heykelini burada görebiliyorsunuz.
Eskişehir Arkeoloji Müzesi
Eskişehir’de gezilecek yerleri Eti tarafından inşa edilen Eti Arkeoloji Müzesi ile noktalıyoruz. Eskişehir’den çıkarılan arkeolojik buluntuların sergilendiği müze, tarihe meraklı olanların ilgisini çekebilir. Müzede Neolitik dönemden Osmanlı dönemine kadar birçok eser sergileniyor. Girişi 5TL olan müzeye Müzekart ile giriş yapabilirsiniz.
Arkeoloji müzesi ile Eskişehir’in haftasonu turunu tamamlamış oluyoruz. Çok geçe kalmadan arabamız ile yola çıkıyor ve İstanbul’un yolunu tutuyoruz. Molalar, İstanbul trafiği derken dönüş her ne kadar 9 saat sürse de Eskişehir keyfini ortadan kaldıramıyor.
Oldukça keyifli ve önemli yerleri gördüğümüz Eskişehir sadece Odunpazarı ve civarı kadarına değil, çok daha fazlasına sahip. Ancak bir haftasonuna Eskişehir’in tamamı elbette sığdırılamaz. Diğer yerler için biraz daha vakit ayırmanız gerekiyor.
Eğer araba ile gitmek gibi bir durumunuz yoksa İstanbul Pendik’ten kalkan hızlı trenleri kullanabilirsiniz. Ayrıntılı bilgiyi TCDD Web Sitesi’nden alabileceğiniz hızlı trenlerle 2,5 saatte Eskişehir’de olmak mümkün.
İnönü Savaşları Karargah Müzesi
İnönü Savaşları Karargah Müzesi binası 1987 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredilmiş ve tarihin hatıralarını yaşatmak amacıyla 2001 yılında İnönü Savaş Müzesi olarak halkın ziyaretine açılmış.
Bina, Kurtuluş Savaşı sırasında Türk-Yunan savaşları sırasında Garp Cephesi‘nde vatanı savunan İsmet İnönü‘nün karargah olarak kullandığı ve savaşı yönettiği binadır.
İnönü Savaşı, Kurtuluş Savaşı’nın en önemli savaşlarından biri. I. Dünya Savaşı sonunda, Yunanlıların Anadolu’yu işgal etme girişimlerinin durdurulduğu ve yenilgiye uğratıldıkları yerdir İnönü.
Eskişehir’in İnönü ilçesinde, İsmetpaşa Mahallesi’nde bulunan müze İsmet Paşa ağırlıklı bir müzedir.
Cumhuriyet’in ilk başbakanı ve ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün üniformalarının kopyaları, İnönü’deki savaş alanından toplanan askeri malzemeler ve silahlar, İnönü Savaşları’nı konu alan fotoğraflar görürsünüz.
Hem İsmet İnönü’nün, hem de İnönü Savaşı’nda görev yapmış diğer kumandanların karargah binasında verdikleri emirler, planlar ve saldırı stratejilerini de görebilmeniz mümkün.
Müzede tüm bu savaş malzemelerinin yanında, Eskişehir’deki günlük yaşamda kullanılan eşyaların sergilendiği odaları da, etnografik eserler müzesi niteliğinde görebilirsiniz.
Seyit Battal Gazi Türbesi ve Külliyesi
Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde gezilecek yerlerden biri olan Seyit Battal Gazi Külliyesi, I. Alaeddin Keykubat’ın annesi olan Ümmühan Sultan’ın, Seyit Battal için inşa ettirdiği tarihi bir yapı.
Seyit Battal Gazi Kimdir?
İlçeye ve külliyeye ismini veren Battal Gazi, 8. yüzyılda yaşamış bir savaş kahramanı. İslamiyet’in henüz yayılmadığı dönemlerde İslamiyet’i yaymakta ve Bizanslılara karşı Anadolu’yu ele geçirmekte büyük katkısı olmuş.
Battal Gazi öldükten çok sonra, 1200’lü yıllarda bu türbe yaptırılmış. Seyit Battal Gazi efsanesine göre Selçuklu hükümdarı Keykubat’ın annesi Ümmühan Hatun, rüyasında mezarın yerini görmüş ve rüyada gördüğü yere türbeyi yaptırmış.
Seyit Gazi Türbesi’ni sıradışı yapan unsurlardan biri sandukanın boyu. Uzunluğu 12-13 metre civarında olan sanduka, bizi çok şaşırtmıştı. Çünkü hiç bu kadar uzun bir sanduka görmemiştik. Aynı odada sağ taraftaki küçük sanduka ise eşi veya sevgilisi Elenora‘ya ait.
Türbenin restorasyonunda emeği geçen kişilerin de türbelerini burada görmek mümkün. Aynı binada Kesikbaşlar adında bir türbe de bulunuyor. İnşa çalışmaları sırasında bulunan 7 başsız ceset için yaptırılmış bu türbe. Yanında da iki çilehane.
Küllliyenin türbe yapısındaki çilehaneleri de görün mutlaka. İnsanların dertleriyle, dış dünyadan uzak maneviyatıyla başbaşa kaldığı, günlerin geçtiği bu küçük ve karanlık odalar uzun süre kullanılmış.
Seyit Gazi’nin bulunduğu türbenin dışından ulaşılan Ümmühan Hatun Türbesi de görülmeye değer. Bir kısmı orijinal haliyle günümüze gelebilmiş, o nedenle günümüzde biraz bakımsız görünüyor. Yine burada da karanlık çilehaneler görülebilir.
Türbe yapıldıktan sonra cami unsurları eklenmiş ve Ümmihan Hatun’un ölümünden sonra vasiyeti olan külliye inşa edilmş. Külliyenin bir kısmı Selçuklular tarafından inşa edilmişken, bir kısmının da inşası Osmanlılar döneminde gerçekleşmiş.
Külliye içinde çeşitli bölümler var. Aşevi, ekmek evi, halife meydanı, kırklar odası, zikir odası gibi bölümlere ayrılmış. Bölümlerin bazıları boş ve bazı dönemlerde sergi alanı olarak kullanılıyor günümüzde.
Seyit Battal Gazi Türbesi ve Külliyesi, uzun yıllar harap halde kalmış fakat 1950’li yıllarda restore edilerek eski görkemli haline kavuşmuş. Külliye Seyitgazi’de Üçler Tepesi adında yüksekçe bir tepede yer alıyor ve daha tepeye çıkmadan güzelliği ile göz dolduruyor.
Seyyid Battal Gazi Türbesi ve Külliyesi Nerede ve Nasıl Gidilir?
Seyitgazi’nin merkezinde bir tepede inşa edilmiş olan yapıya ulaşım için, önce Eskişehir’e varmalı, ardından Seyitgazi yönüne devam etmelisiniz. Eskişehir ile Seyitgazi arası 50km (50dk) mesafede ve giriş ücretsiz. Aracınızla külliyenin girişine kadar çıkabilir ve ücretsiz park alanına bırakabilirsiniz.
Türbeye, kapıları öperek, dokunarak, okşayarak giren halkı saymazsak gitmeye, görmeye değer bir yer olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Tepede yer aldığından, Seyitgazi manzarasının fotoğraflarını da çekebileceğiniz noktalar var.
Frig Vadisi gezisine çıktıysanız, külliye Yazılıkaya Anıtı’nın 33km (38dk) kuzeyinde yer alıyor. Külliyeye kadar gelmişken türbe görmek isteyenler 7,5km yakınındaki Yazıdere’de Üryan Baba Türbesi’ni ve biraz daha ilerisinde yer alan Melekgazi’deki Melik Gazi Türbesi’ni görebilirler.