İstanbul Anadolu Yakası İlçeleri ve Özellikleri
İstanbul, şüphesiz ki, eşsiz güzelliği ve iki kıtayı birbirine bağlayan benzersiz konumuyla herkesi büyülüyor. Asya’nın etkileyici topraklarına uzanan bu kent parçası, Anadolu Yakası olarak anılıyor. Bu isimlendirmenin kökeni belirsiz olsa da, Anadolu tarafı ya da Asya Yakası şeklinde de adlandırılabilen bu bölge, tarih ve turizm yönünden bir değer taşıyor.
Tarihi Yarımada ve birçok değerli yapıya ev sahipliği yapan Avrupa Yakası, belki de gerçek İstanbul olarak kabul edilirken, iş yaşamının merkezi olma konumunu sürdürüyor. Ancak, 1970’li yıllara kadar Avrupa Yakası’nın gölgesinde kalmış olsa da Anadolu Yakası, kentleşme hareketleri, köyden kente göç ve yoğun yapılaşma sayesinde bugün nüfusun üçte birini barındırıyor.
Anadolu Yakası’nda hem gezilecek hem de yaşanacak birçok çekici nokta bulunmakta. Anadolu Yakası ilçeleri hakkında derinlemesine bilgi almak, yaşam koşulları hakkında bir fikir edinmek ve İstanbul’un Asya topraklarıyla daha yakından tanışmak için birlikte Anadolu yakasında hangi ilçelerin olduğunu göreceğiz
Kadıköy
Anadolu Yakası’nın genç nüfusunun kalbi ve sosyal-kültürel yaşamın can damarı olan Kadıköy, herkesi kendine çekiyor. Kocaeli Yarımadası’nda bulunan, İstanbul’un Fatih ilçesinin hemen karşısında yer alan ve Üsküdar, Ataşehir ve Maltepe ilçeleri ile komşu olan Kadıköy, yaklaşık 33 kilometrekarelik bir alana sahip.
Haydarpaşa’dan Bostancı’ya kadar uzanan ve 21 kilometre uzunluğunda bir sahil şeridine sahip olan bu ilçenin kökenleri M.Ö. 1000’li yıllara kadar dayanıyor.
Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde sayfiye ve mesire yeri olarak kullanılan Kadıköy, 1930 yılında Üsküdar’dan ayrılarak bağımsız bir ilçe statüsüne kavuştu.
İstanbul’da sanatla, kültürle, eğlenceyle ve sosyal yaşamla dolu bir hayat arayanlar için Kadıköy, ideal bir seçenek oluşturuyor. Bu ilçe, hem birçok alışveriş ve eğlence merkezine, hem de birçok tiyatro, sinema ve kültür sanat merkezine ev sahipliği yapıyor.
Gece hayatı da sabahın ilk ışıklarına kadar canlılığını koruyor. Barlar Sokağı gibi meşhur yerlere ev sahipliği yapan Kadıköy’ün Moda semti, hem hareketli hem de sakin bir atmosfere sahip.
Kadıköy ziyaretinizde Haydarpaşa Garı, Fenerbahçe Parkı, Bağdat Caddesi, Müze Gazhane, İstanbul Oyuncak Müzesi ve Moda Sahili gibi birçok gezi noktasını keşfedebilirsiniz.
Kadıköy’ün popüler semt ve mahallelerinden bazıları ise Bahariye, Haydarpaşa, Moda, Yeldeğirmeni, Bostancı, Caddebostan, Caferağa, Fenerbahçe, Erenköy ve Suadiye olarak sıralanabilir.
Üsküdar
İstanbul’un muhteşem siluetinin ayrılmaz bir parçası olan Üsküdar, Kocaeli Yarımadası’nın zirvesinde Kadıköy’ün hemen yanı başında yer alır.
İstanbul’un en eski yerleşim yerlerinden biri olarak tarihinde derin izler taşır. Kadıköy, Ümraniye ve Beykoz ilçelerinin komşusu olan Üsküdar, toplamda yaklaşık 36 kilometrekarelik bir alanı kapsar.
Nüfus yapısı ve genel atmosferi, coşkulu ve enerjik Kadıköy’ün aksine, daha sakin ve geleneksel bir yaşam tarzına sahip. Üsküdar’ın gece hayatı ve eğlence anlayışı da, bu muhafazakar havayı yansıtır. Fakat bu, Üsküdar’ın keşfedilmeyi bekleyen birçok güzellik içermediği anlamına gelmez.
Tarihi Yarımada’ya tam karşı konumlanan Üsküdar, M.Ö. 1000’li yıllardan beri hizmet veren bir yerleşim alanıdır ve ilk yerleşim izleri Fenikelilere kadar uzanır. 1960’lı yıllardan itibaren köylerden yoğun bir göç alan ilçe, tamamıyla konut bölgesi olarak değerlendirilir.
Üsküdar sınırları içinde büyük bir sanayi veya ticaret merkezi bulunmaması nedeniyle, yerleşim yeri olan nüfusun çoğunluğu memur, esnaf ve işçi kesimlerinden oluşur.
Üsküdar’ın İstanbul manzarasını süsleyen en önemli ve bilinen simgesi şüphesiz Kız Kulesi‘dir. Ancak bu tek başına bir ziyaret sebebi olmasa bile, Üsküdar, turistlerin ilgisini çeken birçok başka cazibe merkezine ev sahipliği yapar.
Büyük Çamlıca ve Küçük Çamlıca Tepeleri‘nin eşsiz manzaraları, Adile Sultan ve Beylerbeyi Sarayları‘nın ihtişamı, Uçurtma Müzesi‘nin rengarenk dünyası ve Sefa Tepesi, bu ilgi çekici noktalardan sadece birkaçıdır.
Üsküdar’ın en karakteristik ve en farklı semti olan Kuzguncuk da ayrı bir ziyaret sebebidir. “Ekmek Teknesi” gibi popüler televizyon dizilerine ev sahipliği yapan Kuzguncuk, tarihi evleri, renkli sokakları, sıcak kafeleri ve ünlü bostanı ile semte kendine özgü bir karakter katar. Kuzguncuk, İstanbul’un kargaşasından kaçmak ve geçmişin nostaljik bir atmosferinde dolaşmak için ideal bir duraktır.
Ümraniye
İstanbul’un Anadolu Yakası’nda, Üsküdar’ın doğusunda yer alan Ümraniye, kenti çevreleyen Ataşehir, Maltepe, Sancaktepe, Çekmeköy ve Beykoz ilçeleriyle komşu. Kentin en hızlı gelişen bölgelerinden biri olan Ümraniye, nüfus açısından da Anadolu Yakası’nın en büyük ikinci ilçesidir.
1987 yılında Üsküdar’dan ayrılarak ilçe statüsü kazanan Ümraniye, Balkan Savaşları ve 1960’lı yılların göç dalgaları sonucunda Türkiye’nin tüm renklerini bir arada bulunduran bir demografik yapının oluşmasına sahne olmuştur.
Yemyeşil atmosferi ile Ormaniye adıyla anılan Ümraniye, zamanla betonlaşmış ve bu yeşil dokusu büyük oranda kaybolmuştur. İlçe nüfusu hâlen artış gösterirken, köy ve yöre geleneklerinin yaşatılmasına özen gösterilmektedir.
Ataşehir
Ataşehir, Anadolu Yakası’nın en yeni ilçelerinden biri olarak 2008 yılında ilçe statüsü kazanmıştır. Maltepe, Kadıköy, Ümraniye, Üsküdar, Çekmeköy ve Sancaktepe ilçeleri ile komşu olan Ataşehir, 25,84 kilometrekarelik bir yüzölçümüne sahiptir.
1990’lı yıllardan beri TOKİ tarafından gerçekleştirilen toplu konut ve iş merkezi projelerine sahne olan Ataşehir, Ümraniye’nin modern kentleşme anlamında daha ileri bir aşamasını temsil eder.
Burası, lüks ve güvenlikli sitelerin hakim olduğu ve nüfusun hızla arttığı bir bölgedir. Son yıllarda çalışan nüfusun büyük bir bölümünün Ataşehir’e yerleşmesi ile ilçe, büyük bir iş merkezi haline gelmiştir. Bu durum, ilçede birçok AVM, sinema salonu, kafe, restoran, spor alanı ve benzeri sosyal aktivite alanlarının bulunmasına sebep olmuştur.
Ataşehir’deki ulaşım sorunları zamanla hafiflemiş olsa da, hâlâ metro ağına dahil olmayı beklemektedir. İlçenin batı tarafında toplu taşıma açısından bazı zorluklar yaşanabilir.
Ataşehir’in en hareketli bölgeleri arasında, ilçenin en büyük ve kalabalık mahallelerinden biri olan Küçükbakkalköy ve Yeditepe Üniversitesi’nin yer aldığı Kayışdağı yer alır.
Maltepe
Maltepe, İstanbul’un Anadolu Yakası’nda Kadıköy ve Ataşehir’in güneyinde, Sancaktepe, Kartal ve Marmara Denizi’ne komşu olan bir ilçedir. Yüzölçümü yaklaşık 50 kilometrekaredir. Maltepe Belediyesi, İstanbul’un en eski belediyelerinden biri olup, 1992 yılında Kartal’dan ayrılarak ilçe statüsüne kavuşmuştur.
Asya ve Avrupa arasında bağlantı kurulan önemli noktalardan biri olması sebebiyle, 1970’li yıllardan beri nüfus artışı hızla devam etmiştir. Hatta, hâlâ Anadolu Yakası’nın nüfus bakımından üçüncü büyük ilçesi olma unvanını taşır.
Maltepe, Anadolu Yakası’nın merkez ilçeleri arasında modernlik ve genç nüfus yoğunluğu bakımından Kadıköy’den hemen sonra gelir.
Hem E-5 karayolunun üzerinde bulunması hem de Sabiha Gökçen Havalimanı’na yakınlığı, ilçenin ikamet seçeneği olarak sıkça tercih edilmesini sağlar. M
altepe ayrıca Adalar’a da çok yakın olup, sahilden vapurla Heybeliada’ya ve Büyükada’ya geçiş mümkündür. İlçe sınırları içerisinde Maltepe Üniversitesi, Marmara Üniversitesi’nin ve Yeditepe Üniversitesi’nin bazı kampüsleri bulunur.
Beykoz
Beykoz, İstanbul’un Anadolu Yakası’nda Küçüksu Deresi ve Anadolu Kavağı arasında, en kuzeybatısında yer alan bir ilçesidir. Uzun bir sahil şeridi ve pek çok keyifli yeşil alanı bulunması nedeniyle, şehir kalabalığından uzaklaşıp huzurlu vakit geçirmek isteyenler tarafından sıkça ziyaret edilir.
İstanbul’da yaşayanların yazlık konut sahibi olduğu bu ilçede, genellikle günübirlik ya da birkaç günlük ziyaretler düzenlenir. 1930 yılında Üsküdar’dan ayrılarak bağımsız bir ilçe olan Beykoz’un tarihi M.Ö. 700’lü yıllara kadar uzanır. Osmanlı döneminde bereketli yeşil toprakları sayesinde genellikle av yeri olarak kullanılmıştır, özellikle Çubuklu ve Akbaba Köyü’nde av partileri düzenlenmiştir.
Beykoz’da bulunan tarihi köşklerin birçoğu da bu partilere borçludur. Bu köşkler arasında Beykoz Kasrı ve Çubuklu Hıdiv Kasrı önemli yer tutar. Beykoz’daki diğer turistik yapılar arasında Anadolu Hisarı ve Anadolu Kavağı Kalesi bulunur.
Kartal
Kartal, Marmara Denizi ile Maltepe, Pendik, Sancaktepe ve Sultanbeyli ilçelerine komşu olan ve yaklaşık 8,5 kilometre uzunluğunda bir kıyı şeridi bulunan İstanbul’un bir ilçesidir.
İlçe, kentin en yüksek tepesi olan Aydos Dağı‘na da kısmen ev sahipliği yapar. Tarihçesi 6. yüzyıla kadar uzanan Kartal, aslen Bizans İmparatorluğu tarafından Kartalimen adıyla kurulmuş bir balıkçı köyüdür.
İlçenin kentsel gelişimi, 1857 yılında bölgeye inşa edilen vapur iskelesi sayesinde başlamıştır. 1873 yılında Haydarpaşa-Pendik banliyö hattının faaliyete geçmesi sonucunda daha da hareketlenen Kartal, 1950’li yıllarda sanayi bölgesi ilan edilmiştir ve nüfusu hızla artmıştır.
İlçe, halen İstanbul’un en önemli ticaret ve sanayi bölgelerinden biri olarak değerlendirilir. Kartal’ın verimli toprakları ve bol yeraltı suları da bu unvanını korumasında önemli rol oynar.
Pendik
Anadolu Yakası’nın en kalabalık ilçesi olan Pendik, Tuzla, Sultanbeyli, Kartal ve Kocaeli’ye komşu olup, güneyinde Marmara Denizi’ni bulundurur.
Yaklaşık 189 kilometrekarelik geniş bir alana sahip olan Pendik, nüfusu nedeniyle genellikle kalabalık bir atmosfer taşır. Ayrıca, kentin en önemli su kaynaklarından biri olan Ömerli Barajı‘na ev sahipliği yapar.
Doğal bir liman olan Pendik koyu üzerine kurulmuş olan Pendik’in yerleşim tarihi yaklaşık üç-dört bin yıl öncesine kadar uzanır. Osmanlı döneminde ilk önce Gebze’ye, ardından Üsküdar’a bağlanan Pendik, 1987 yılında ilçe statüsü kazanmıştır.
Pendik, merkez ilçelere uzak olmasına rağmen sosyal açıdan hareketli bir atmosfer sunar. Pendik Marina, spor alanları, çocuk parkları ve alışveriş merkezleri ile dolu olan Pendik sahili, ilçenin sosyal açıdan en çok rağbet gören noktasıdır. Turistik açıdan Pendik Höyüğü ve Gözdağı Sosyal Tesisi popüler noktalardan.
Çekmeköy
Çekmeköy, 2009 yılından beri ilçe statüsüne sahip olan ve Şile, Beykoz, Sancaktepe ve Ümraniye ile komşu olan bir İstanbul ilçesidir. Ümraniye’ye bağlı olarak kaldıktan sonra 2009 yılında ilçe statüsü kazanmıştır.
Çekmeköy, yeşil alanları ve verimli su kaynakları sayesinde son yıllarda giderek daha çok rağbet görmektedir. Osmanlı döneminde genellikle ormanlar ve çiftliklere ev sahipliği yapmış olan Çekmeköy, uzun yıllardır sanayi faaliyetlerine sahne olmuş bir ilçedir ve hâlâ yoğun göç almaya devam etmektedir.
Buna rağmen, ilçenin bazı bölgelerinde hala köy hayatının sürdürüldüğü görülür. Bu bölgelerde yaşayan nüfus, geçimini bağcılık, hayvancılık ve bahçe işleri üzerinden sağlar.
Çekmeköy, İstanbul’un kalabalık ve kaotik atmosferinden biraz soyutlanmış bir yerleşim yeridir. Çam ormanları ile dikkat çeken ilçe, tamamen modernleşmiş bir yer olmamasına rağmen, birçok yönden gelişmekte ve büyümektedir.
Sancaktepe
Bizans ve Osmanlı dönemlerinde yazlık saraylarıyla ve mesire alanlarıyla tanınan Sancaktepe, 2008 yılında Yenidoğan, Samandıra ve Sarıgazi beldelerinin birleştirilmesiyle oluşturulmuştur. Bu ilçe, 1970’li yıllardan beri yaşanan köyden kente göç hareketi sebebiyle hızlı bir nüfus artışına sahne olmuştur.
Sancaktepe’nin tarihi eser ve yapıları ne yazık ki, günümüze ulaşmamıştır. Bununla birlikte, ilçe sınırları içerisinde Bizans dönemine ait Damatris Yazlık Sarayı‘nın kalıntılarına rastlanabilir. Ayrıca Abdurrahman Gazi Türbesi, Arap Hekim Camii, Sarı Kadı Mehmet Efendi Türbesi ve bazı tarihi çeşmeler de turistik değer taşır.
Sultanbeyli
Sultanbeyli, Kartal, Sancaktepe ve Pendik’e komşu olan bir İstanbul ilçesi olup, 1992 yılından beri ilçe statüsüne sahip. Aydos ve Teferrüç dağları arasında yer alır ve TEM otoyolu ilçenin tam ortasından geçer.
1945’te Bulgaristan’dan gelen mübadele göçmenlerinin yerleştiği Sultanbeyli, 1985 sonrasında da köylerden yoğun göç almıştır. Yüzölçümü 35 kilometrekare civarında olmasına rağmen, nüfusu 350 bine yaklaşmış durumda.
İlçenin çevresi dağlarla ve ormanlarla çevrili olduğu için, İstanbul’un birçok ilçesine kıyasla havası daha temizdir. Ömerli Barajı’na yakınlığı da atmosferini olumlu etkiler.
Ancak ilçede hâlen çarpık ve kaçak yapılaşma sorunlarına çözüm bulunabilmiş değil. Sultanbeyli’nin en popüler turistik ve sosyal mekânı Aydos Sosyal Tesisi‘dir.
Tuzla
Pendik ile Kocaeli arasında yer alan ve Anadolu Yakası’nın en güneyindeki ilçesi olan Tuzla, Marmara Denizi’ne kıyısı olması ve merkeze olan uzaklığı sebebiyle genellikle günübirlik turlar ya da hafta sonu ziyaretleri için tercih edilir.
Yaz aylarında nüfusu artan ilçe, Anadolu Yakası’nın yazlık konut yerleşimi ve yaz turizmi açısından en çok tercih edilen bölgelerden biridir. Ayrıca sanayi merkezi olma özelliğiyle de bilinen Tuzla’da önemli tersaneler ve denizcilik okulları yer alır.
İlçede bulunan Tuzla Şelale Eğitim Parkı, bölgenin dikkat çeken diğer bir önemli yeridir. Tuzla’nın Sabiha Gökçen Havalimanı’na yakınlığı, ilçeye olan ilgiyi artırmaktadır.
Şile
Anadolu Yakası’nın en uç noktası olan Şile, genellikle yaz aylarında rağbet görür. İl merkezine oldukça uzak olmasına rağmen, dev sahil şeridi, plajları ve koyları ile özellikle yaz aylarında yoğun ilgi görür.
Ağva, Ayazma Plajı, Akçakese Plajı, Ağva Plajı ve Kabakoz Plajı, ilçenin en popüler plajları arasındadır. Bu nedenle, İstanbul’a yakın denize girilecek yerler listesindeki durakların birçoğu Şile’de bulunur.
Adalar
Prens Adaları olarak da bilinen Adalar, aslında büyüklü küçüklü dokuz adadan oluşur; fakat sadece Heybeliada, Kınalıada, Burgazada, Büyükada ve Sedef Adası’nda yerleşim bulunur.
Adalar, Anadolu Yakası’nın turistik açıdan en popüler yerlerinden biri olup, yerleşik nüfusu düşük ve her adada etkileyici doğal güzellikler bulunur. Yaz sezonunda nüfusu kış aylarının on katına çıkan Adalar, sakin, huzurlu ve yemyeşil bir atmosfere sahiptir.
Adalara vapur ile ulaşım sağlanır ve araç trafiği bulunmaz. Bu nedenle, hem yerli ve yabancı turistler hem de kalabalıktan ve gürültüden bunalan İstanbul sakinleri, Adalar’da soluk almayı tercih eder.
Tarihi eski çağlara kadar uzanan Adalar, İstanbul’un alışık olduğumuz atmosferinden çok farklı ve görülmesi gereken bir silüete sahip.
Sonuç
İstanbul’un Anadolu Yakası, hem tarihi hem de kültürel açıdan çeşitlilik sunan bir bölgedir. Her ilçe, kendine özgü doğal güzellikleri, yaşam tarzları ve tarihi eserleriyle ziyaretçilere ve sakinlerine benzersiz bir deneyim sunar.
Sancaktepe’den Adalar’a kadar, Anadolu Yakası’nın ilçeleri, İstanbul’un kalbinde yer alan çeşitliliği ve büyüleyici güzellikleri keşfetmek isteyen herkes için idealdir.