Kaunos Antik Kenti ve Dalyan Kral Mezarları Tekne Turu

Eğer mistik hikayeler, antik kalıntılar ve doğal güzelliklerle dolu bir yer keşfetmeyi arzuluyorsanız, Dalyan’daki Kaunos Antik Kenti mutlaka görülmeli. Peki, bu tarihi harikalar diyarı nerede ve nasıl gidilir? Güneybatı Türkiye’nin saklı cennetlerinden birinde, efsanelere konu olmuş dalyan kral mezarlarıyla çevrili bu eski kent, tarih öncesine uzanan bir hikayesiyle ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor.

Kaunos Antik Kenti

Kaunos Antik Kenti, Türkiye’nin Köyceğiz ilçesinde yer alıyor ve antik çağlardan kalma eşsiz yapıları ile ziyaretçilerini adeta zaman yolculuğuna çıkarıyor. Kent, Dalyan‘ın sadece bir tekne yolculuğu kadar uzağında bulunuyor.

1842 yılında İngiliz Arkeolog Hoskyn tarafından Dalyan’daki harabelerde keşfedilen bir tablet, Kaunos’un tarihini gün yüzüne çıkardı. Tablet üzerindeki yazıların çözümlenmesi, bu antik şehrin sırlarını ortaya serdi.

1966 yılında Baki Öğün liderliğinde başlayan kazılar, kentin tarih öncesi güzelliklerini keşfetmemizi sağladı. Bugünlerde, Prof. Dr. Cengiz Işık önderliğinde devam eden kazı çalışmaları, Kaunos’u daha da ilgi çekici kılıyor.

Kentte gezerken, agora, çeşme, hamam, tiyatro ve tapınak kalıntılarının yanı sıra, 3 kilometre uzunluğundaki etkileyici surları görebilirsiniz. Bu yapılar, Kaunos’un bir zamanlar nasıl bir merkez olduğunu gözler önüne seriyor. Tarihe meraklı pek çok ziyaretçi, bu antik kenti keşfetmek için Dalyan’a akın ediyor.

Dalyan Tekne Turu

Tekneler, ziyaretçileri iskeleye yakın bir noktada bırakıyor ve gezinin sonunda kentin diğer tarafından çıkmanız için düzenlemeler yapıyor. Bu sistem, özellikle İztuzu Plajı gibi popüler noktalara giden ziyaretçiler için zaman kaybını önlemek adına oldukça işlevsel.

Kaunos ziyaretiniz sırasında, antik şehrin sokaklarında yürümek, geçmişin izlerini takip etmek ve bu eşsiz atmosferin tadını çıkarmak için mükemmel bir fırsat sunuyor.

Kaunos Antik Kenti’ne ulaşmak için, tekneden inip daracık bir yoldan, nar ağaçlarıyla süslü yaklaşık 300 metre yürümeniz gerekiyor. Yol ikiye ayrıldığında solu seçerek 550 metre daha ilerlediğinizde, antik kentin girişine varıyorsunuz.

Bu yolculuk boyunca, Kaunos’un sadece bir liman kenti olmadığını, aynı zamanda doğal güzelliklerle çevrili tarihî bir miras olduğunu hissedebilirsiniz. Kaya mezarlarına doğru, sandallarla da belli bir ücret karşılığı geçiş yapabilirsiniz.

Kaunos, Efes ve Miletos gibi, bir zamanlar önemli bir liman kentiymiş. İztuzu Plajı’nın olmadığı dönemlerde, gemiler doğrudan Sülüklü Göl’e yanaşır, buradaki limanlarda ticaretlerini yaparlardı. Ancak, bir deprem sonucu Dalaman Çayı’nın yönünün değişmesi ve alüvyonların birikmesiyle Kaunos, bugün denizden 8 kilometre uzakta kalmış.

Kentte görebileceğiniz, MS 6. yüzyılda inşa edilmiş olan Anadolu’nun en eski kiliselerinden biri hemen göze çarpıyor. Kilisenin hemen arkasında ise, 5000 kişilik, yamaçta inşa edilmiş ve manzaraya dönük Kaunos tiyatrosu bulunuyor. Tiyatro, etkileyici mimarisiyle ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.

Gezinizi tepeyi de kapsayacak şekilde genişletirseniz, toplam süre yaklaşık 4 saat oluyor. Ancak daha kısa bir tur tercih ederseniz, tiyatroyu ve gölün yakınlarını gezerek 2 saatte tamamlayabilirsiniz. Gezi sonunda, tiyatronun sağında bulunan yolu takip ederek tekneci ile buluşacağınız noktaya ulaşabilirsiniz. Bu pratik bilgiler, kaybolmadan ve en verimli şekilde antik kenti keşfetmenizi sağlayacak.

Aşağıdaki haritada, giriş için kullanacağınız kapı üstteki sarı okla, çıkış içinse alttaki sarı okla gösterilmiş. Bu bilgiler, Kaunos’un sadece tarihi değil, aynı zamanda bu tarihi nasıl keşfedeceğiniz konusunda da size rehberlik ediyor.

Byblis Efsanesi

Kaunos Antik Kenti’nin mitolojik bir arka planı var ve bu hikaye Heredot’un yazdıklarına dayanıyor. Karya Kralı Miletos’un ikiz çocuklarından biri olan Kaunos ve onun kız kardeşi Byblis’in hikayesi oldukça dramatik. Byblis, büyüdükçe erkek kardeşi Kaunos’a aşık olur. Ancak bu aşk karşılıksız kalır ve Byblis’in babası durumu öğrenince Kaunos’u ülkeden sürgün eder.

Kaunos, sevdiği insanlarla birlikte bugünkü Kaunos Antik Kenti’ni kurar. Efsaneye göre Byblis, bu olayın acısına dayanamaz ve gözyaşlarıyla Dalyan’ın tatlı su kanallarını oluşturur. Bu hikaye, Kaunos’un tarihine mistik bir boyut katıyor ve ziyaretçilere antik kentin sadece tarihi değil, aynı zamanda bir aşk hikayesinin merkezi olduğunu hatırlatıyor.

Dalyan Kaya Mezarları

Kaunos yolculuğunuz sırasında mutlaka görmeniz gereken diğer bir yapı ise, Kaunos Antik Kenti’nin yanı başındaki Dalyan kaya mezarları. Bu mezarlar, antik çağlarda yüksek statülü kişiler için inşa edilmiş ve yerlerinin yüksek olması, ölülerin tanrılara daha yakın olacağı inancıyla ilişkilendirilmiş.

Kayalara oyularak yapılan bu mezarlar, nasıl inşa edildikleri tam olarak bilinmese de, Dalyan’ın simge yapılarından biri haline gelmiş. Mezarların çevresi, insanların yürüyebileceği genişlikte düzenlenmiş, bu da ziyaretçilere mezarların etrafında dolaşma imkanı sunarak, bu tarihi alanın büyüsünü daha yakından hissetme fırsatı veriyor.

Sonuç

Kaunos Antik Kenti ve dalyan kral mezarları, sadece göz alıcı doğal manzaraları ve zengin tarihi ile değil, aynı zamanda içinde barındırdığı derin hikayeler ile de ziyaretçilerini etkilemeyi başarıyor. Bu antik kentin mistik atmosferi, her köşesinde bir başka sırrı açığa çıkarıyor. Kaunos’u ziyaret etmek, geçmişin izlerini sürmek ve tarihin tozlu sayfalarını aralamak isteyen herkes için unutulmaz bir deneyim sunuyor.