Seleukeia Antik Kenti: Kayıp Hikayeleri ve Unutulmuş Duvarları
Seleukeia Antik Kenti, Akdeniz’in derinliklerinde gizlenmiş, zamana meydan okuyan bir tarih hazinesi. Bu eski şehir, MÖ 3. yüzyılda kurulmuş ve Helenistik, Roma, ve Bizans dönemlerinin izlerini taşıyor.
Side Antik Kenti’ndeki yazıtlar, buradaki hayatın sırlarını fısıldıyor. Peki, bu antik kent neden hala birçok keşif tutkununun radarında değil? Gelin, Seleukeia’nın unutulmuş duvarlarının ardında yatan tarihi birlikte keşfedelim.
Seleukeia’nın Tarihi Sırları
Seleukeia Antik Kenti, yaklaşık 2300 yıl önce, MÖ 3. yüzyılda, Toros Dağları’nın eteklerinde, büyüleyici bir manzaraya hakim bir konumda kurulmuş.
Bu kadim şehir, zaman içinde Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinin izlerini taşıyan bir kültürel mozaik oluşturmuş. Side Antik Kenti’ndeki yazıtlar, burada yaşamış eski toplulukların hikayelerini aydınlatıyor.
Bu yazıtlar, Side halkının da bir dönem Seleukeia’da yaşadığını göstererek, antik dünyanın sosyal ve kültürel dinamikleri hakkında değerli bilgiler sunuyor.
Kentin Günümüzdeki İzleri
Seleukeia’yı ziyaret edenler, tarihin derinliklerine yolculuk ediyor. Sur duvarları, agoralar, tapınaklar, hamamlar, kiliseler ve mezarlar gibi yapılar, bu eski uygarlığın yaşam tarzını ve mimari zenginliğini gözler önüne seriyor.
Özellikle agora ve çevresindeki yapılar, tarih öncesi bir dünyanın canlı tasvirini sunuyor. Bu kalıntılar, ziyaretçilere antik zamanlarda Seleukeia’nın nasıl bir yer olduğunu hayal etme fırsatı veriyor.
Burası, özellikle tarih meraklısı turistler için, zamanın ötesine geçen bir keşif alanı sunuyor. Şehrin sadece güney cephesinin surlarla çevrili olması ve dik yamaçlara sahip olması, antik dönemin savunma teknikleri ve mimari anlayışı hakkında fikir veriyor.
Kazılar ve Keşfedilenler
1970’li yıllarda Prof. Dr. Jale İnan’ın liderliğinde yapılan kazılar, Seleukeia’nın tarihini gün ışığına çıkarmış. Kazılar sırasında bulunan eserler, Antalya Arkeoloji Müzesi’ne taşınarak koruma altına alınmış.
Bu eserler arasında, Yedi Bilgeler Mozaiği gibi önemli tarihi bulgular yer alıyor. Daha sonraki kazılarda ortaya çıkan eserler ise Side Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.
Bu eserler, antik kentin kültürel ve tarihi zenginliğini somut bir şekilde ortaya koyarak, geçmişle günümüz arasında köprüler kuruyor. Bu bulgular, Seleukeia’nın sadece mimari yapılarını değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel yaşamını da aydınlatıyor.
Seleukeia Antik Kenti Giriş Ücreti ve Ziyaret Saatleri
Seleukeia Antik Kenti, ziyaretçilerine özgürce keşfetme imkanı sunuyor. Kentin giriş ücreti bulunmadığı için, tarih meraklıları bu tarihi harikayı diledikleri zaman ziyaret edebilirler.
Kent henüz resmi bir koruma altında olmamasına rağmen, ziyaretçilerin saygılı bir şekilde davranması ve alandaki tarihi dokuya zarar vermemesi önem taşıyor.
Günün her saati ziyaret edilebilen bu antik şehir, ziyaretçilerine eşsiz bir tarih yolculuğu sunuyor.
Seleukeia Antik Kenti: Nerede ve Nasıl Gidilir?
Seleukeia Antik Kenti, Akdeniz’in incisi Manavgat’ta, doğa harikası Manavgat Şelalesi’nin hemen ötesinde yer alıyor. Manavgat Şelalesi’nden sadece 8,5 km uzaklıkta olan bu antik kent, Bucakşeyhler Köyü yolu üzerinden kolayca ulaşılabilir.
Manavgat Şelalesi’ni geçtikten sonra, Bucakşeyhler Köyü’ne giren yol, sizi doğrudan Seleukeia’nın kalbine götürecektir. Bu yolculuk, hem doğal güzellikleri hem de tarihi zenginlikleri bir arada sunan bir deneyimdir. Yol boyunca, Toros Dağları’nın muhteşem manzarası eşlik ederken, antik dünyanın gizemlerini keşfetme heyecanı da artıyor.
Sonuç
Seleukeia Antik Kenti, sadece bir antik şehir değil, aynı zamanda geçmişin kapılarını aralayan bir anahtar. Helenistik dönemden Bizans zamanına kadar uzanan bu tarihi yolculuk, her köşesinde farklı bir hikaye barındırıyor.
Unutulmuş duvarları ve gizemli yapılarıyla Seleukeia, tarih severlerin ve macera arayanların mutlaka keşfetmesi gereken bir hazine.