Cunda Adası: Ayvalık Balıkesir’in Huzuru Alibey Adası
Ege Denizi’nin masmavi sularında yükselen Cunda Adası, Balıkesir’in Ayvalık ilçesine bağlı, Ayvalık Adaları içinde yaşamın sürdüğü tek ada. Ada, tarihi dokusunu 1922 yılında Yunan işgalinden kurtuluşuna ve Kurtuluş Savaşı kahramanı Yarbay Ali Çetinkaya’nın destansı mücadelesine borçlu.
Cunda Adası Tarihi
Adanın geçmişinde, Yunan ordusunun Anadolu’ya ilk adımını Ayvalık üzerinden atması gibi önemli anlar yer alıyor. Tarihin bu dönemeç noktaları, Cunda Adası’nın her köşesinde hissediliyor. Adanın diğer bir adı olan Alibey Adası ise, Çetinkaya’nın adını yaşatıyor.
Cunda Adası, Ege’nin dördüncü büyük adası olarak bilinse de, asıl büyüleyiciliği küçük ve doğal yapısında gizli. Adanın, Lale Adası ile birleştiği 100 metre uzunluğundaki köprü, Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü olarak önemli bir mimari yapı. 1964 yılında inşa edilen bu köprü ve 1817’de denizin doldurulmasıyla oluşturulan 700 metrelik köprü, adayı anakaraya bağlayan can damarları gibi.
Cunda Adası’nın Arnavut kaldırımlı dar sokakları, rengarenk evleriyle ziyaretçilerini adeta bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Her bir sokak, adanın tarihini ve kültürel zenginliğini anlatan bir hikaye gibi.
1976 yılında koruma altına alınan adanın doğal güzellikleri, dört mevsim boyunca farklı bir güzellik sunuyor. Cunda Adası ve çevresindeki 18 ada, 1995 yılında Milli Park statüsüne kavuşarak, doğal güzelliklerinin korunması sağlanmış.
Cunda Adası’nın sokaklarında sabahın erken saatlerinde yürümek, henüz lokantaların kapılarını açmadığı, sokakların boş olduğu bir zaman diliminde, adanın sessizliğini ve huzurunu hissetmek mümkün.
Sokak kedileri ve köpeklerinin eşlik ettiği bu yürüyüşler, adanın doğal yaşamıyla iç içe olmanın en güzel yollarından biri. Gün doğumundan gün batımına, Cunda’nın her anı ayrı bir güzellik sunuyor.
Ayvalık ve Cunda Adası, dört mevsim boyunca ziyaretçilerine farklı güzellikler sunan nadide yerlerden. Yaz aylarında adanın güneşi, kış aylarında yağmurları, her mevsimde farklı bir yüzünü gösteriyor. Yazın canlılık kazanan adanın plajları, kışın sakinleşen sokaklarıyla ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşatıyor.
Cunda’da gün doğumu kadar, gün batımı da büyüleyici. Adanın tepelerinden izlenebilecek bu doğa olayları, göz alıcı renklerle gökyüzünü süslüyor. Her biri, adanın zengin doğasının ve tarihinin bir parçası olarak hafızalarda yer ediniyor.
Cunda Adası Gezilecek Yerler
Cunda Adası, geçmişten günümüze uzanan tarihi mirasıyla ziyaretçilerini büyülüyor. Adada, mübadele dönemi öncesinde yaşamış insanların bıraktığı, tarihi kilise ve manastırlar önemli bir yer tutuyor.
Bu yapılar, zamanın ve doğal afetlerin etkisiyle çeşitli derecelerde zarar görmüş durumda. Bir kısmı artık kullanılmadığı için zamanla harabeye dönüşmüş, bazıları ise depremler sonucu ciddi hasar almış. Bu yapıların çoğunda sadece duvarlar ayakta kalmış, çatılar çökmüş durumda. Adanın bu tarihi yapıları, geçmişin izlerini taşıyan sessiz tanıklar gibi.
Agios Yannis Kilisesi
Cunda Adası’ndaki bu tarihi yapılar arasında öne çıkan Agios Yannis Kilisesi, adanın tarihi dokusuna ışık tutuyor. Bu kilise, Edremitli iki keşiş tarafından Aziz Yahya’ya (St. John) adanarak inşa edilmiş.
Kilise, mübadele döneminde terk edilmiş ve 1944 yılındaki bir depremle büyük zarar görmüş. Uzun yıllar harabe halinde kalan bu tarihi yapı, Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından restorasyona alınmış. Restorasyon sonrasında, çevresindeki düzenlemelerle birlikte adanın simgesel yapılarından biri haline gelmiş.
Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı
1989 yılında 1. derecede arkeolojik sit alanı ilan edilen Agios Yannis Kilisesi, 1997 yılından bu yana Rahmi Koç Müzesi’ne bağlı bir müze olarak hizmet veriyor. Kilisenin içinde bulunan freskler, tarihi ve sanatsal değeriyle dikkat çekiyor.
Kilise, artık aktif bir ibadethane olmaktan çıkıp, kitaplık olarak kullanılıyor. Buradaki kitaplar, Emekli Büyükelçi Necdet Kent’in koleksiyonundan oluşuyor. Kent’in oğlu Muhtar Kent tarafından bağışlanan 1300’ü aşkın kitap, ziyaretçilere eğitim ve kültür alanında zengin bir kaynak sunuyor.
Kitaplığa, Necdet Kent’in eşi Sevim Kent’in adının verilmesi, bu mekana ayrı bir anlam katıyor. Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı, adanın kültürel yaşamında önemli bir yer tutuyor.
Agios Yannis Kilisesi, Cunda Adası’nın en etkileyici tarihi yapılarından biri olarak öne çıkıyor. Kilisenin içindeki kitaplar dışında, şapele ait ikon resimleri de ziyaretçilere sunulan sanatsal hazineler arasında yer alıyor.
Bu ikonlar, kilisenin dini ve kültürel geçmişine ışık tutuyor. Ayrıca, şapel ile ilgili sergilenen çeşitli objeler, kilisenin zengin tarihini ziyaretçilere aktarıyor. Şapelin restorasyondan önceki ve sonraki hali arasındaki büyük fark, restorasyonun başarısını gözler önüne seriyor.
Kilisede sergilenen eserler arasında, kazılar sırasında bulunan kilise çanı ve 1449 yılında tamamlanan, yaratılış, Hz. Muhammed ve kıyamet alametlerini anlatan Kitab-ı Muhammediye’nin el yazması nüshası bulunuyor. Bu tarihi eserler, kilisenin sadece bir ibadethane olmanın ötesinde, kültürel ve tarihi bir miras olduğunu kanıtlıyor.
Şapelin yanında bulunan ve sadece temelleri kalan değirmen, adanın geçmişteki günlük yaşamına dair ipuçları veriyor. Bu değirmenin restorasyon sırasında Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından ana binaya eklenmesi, adanın kültürel mirasının korunmasında önemli bir adım.
Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı’na ücretsiz olarak giriş yapabilirsiniz. Kilisenin bulunduğu Aşıklar Tepesi, Ayvalık’ın panoramik manzarasını sunan eşsiz bir nokta. Buradan Hasır Adası, Çataltepe, Tavuk Adası gibi doğal güzellikler net bir şekilde görülebiliyor. Aşıklar Tepesi’nin adının kökeni merak konusu olsa da, bu tepe adeta aşkın ve manzaranın buluşma noktası gibi.
Ayvalık Taksiyarhis Kilisesi / Anıt Müzesi
Ayvalık’ta bulunan Taksiyarhis Kilisesi, Ayvalık’ın ilk kiliselerinden biri olma özelliğiyle dikkat çekiyor. Bu tarihi yapı, dış görünüşüyle sade ve taş bir mimariye sahipken, iç kısmı zengin süslemeler ve etkileyici detaylarla dolu.
Kilisenin iç mekanı, çok sayıdaki pencereler sayesinde oldukça aydınlık bir atmosfere sahip. Altın renkteki oyma ve işlemeler, kilisenin iç yapısını göz alıcı bir hale getiriyor. Rengarenk fresklerin mavi zemin üzerindeki tamamlayıcı etkisi, Ege’nin maviliğini adeta iç mekana taşıyor.
Taksiyarhis Kilisesi, 1927 yılından sonra uzun yıllar Tekel Deposu olarak kullanılmış. Ancak 2012 yılında Kültür Bakanlığı’nın restorasyon çalışmaları sonucunda, 2013 yılı itibarıyla Taksiyarhis Anıt Müzesi olarak ziyaretçilere kapılarını açmış. Bu dönüşüm, kilisenin tarihi ve kültürel değerinin korunması açısından büyük bir önem taşıyor.
Taksiyarhis Anıt Müzesi / Rahmi Koç Müzesi’nin girişi ücretli olup, Müzekart sahipleri için ücretsiz. Müze, denizden yaklaşık 300 metre içeride, Saatli Cami’nin 100 metre kuzeyinde yer alıyor. Ziyaretçiler, yol boyunca yer alan tabelaları takip ederek kolaylıkla müzeye ulaşabilir. Bu müze, Ayvalık’ın tarihine ve kültürel mirasına ışık tutan önemli bir mekan olarak, bölgeyi ziyaret eden herkes için görülmesi gereken bir yer.
Cunda’nın Tarihi Sokakları ve Eski Evleri
Cunda Adası’nın tarihi sokaklarına adım atmak, adanın ruhunu hissetmek için kaçırılmaması gereken bir fırsat. Bu sokaklarda yürümek, adanın tarihine saygı duruşunda bulunmak gibi.
Eski ve özgün Cunda evleri, Rum mimarisinin eşsiz örneklerini sunuyor. Dar Arnavut kaldırımlı bu sokaklarda yürürken, rengarenk evlerin her biri farklı bir hikaye anlatıyor. Çoğunluğu iki katlı olan bu evler, günümüzde butik otel, restoran ve dükkanlara dönüşerek adanın turistik yaşamına yeni bir soluk getirmiş.
Cunda Adası’nın tarihi dokusu, sadece eski evlerle sınırlı değil. Adada keşfedilecek pek çok tarihi yapı bulunuyor. Atıl durumda olan yel değirmenleri, Kızlar Manastırı, Meryem Manastırı gibi manastırlar, adanın dini ve kültürel geçmişine tanıklık ediyor.
Aşıklar Tepesi’nde harap halde bulunan Panaya Kilisesi ve Rahmi Koç Müzesi ise Cunda’nın tarihi ve kültürel mirasının önemli parçaları. Bu yapılara yapılan ziyaretler, adanın geçmişine yapılan bir yolculuk niteliğinde. Her bir köşesi, adanın zengin tarihini ve kültürel çeşitliliğini yansıtıyor.
Cunda Adası’nda Nerede Kalınır?
Cunda Adası, her bütçeye uygun konaklama seçenekleri sunan bir tatil cenneti. Adada, lüks butik otellerden ekonomik pansiyonlara kadar çeşitli konaklama alternatifleri mevcut. Erken rezervasyon yaparak uygun fiyatlarla konaklama şansı yakalayabilirsiniz. Cunda Adası’nda konaklama fiyatları, seçeceğiniz mekan ve sezona göre değişkenlik gösteriyor.
Cunda Kamp Alanı
Cunda Adası’nda ekonomik bir konaklama tercih edenler için çadır kampı imkanı bulunuyor. Ada Camping, hem plaja sahip hem de günübirlik ziyaretçilere açık olan bir tesis. Bu kamp alanı, adanın doğal güzelliklerini yakından deneyimlemek isteyenler için ideal bir seçenek.
Cunda Adası: Nerede ve Nasıl Gidilir?
Cunda Adası, Ayvalık’ın en popüler turistik bölgesi olarak biliniyor. Ege Denizi’ne doğru uzanan bu güzel ada, Ayvalık merkezin bir uzantısı niteliğinde.
Cunda Adası’na nasıl gidilir?
- Uçakla Ulaşım: Cunda Adası’na ulaşmak için Balıkesir Koca Seyit Havalimanı’na uçabilirsiniz. Bu havalimanına birçok havayolu şirketi sefer düzenliyor. Havalimanından adaya ulaşmanın en pratik yolu araç kiralamak. Koca Seyit Havalimanı ile Alibey Adası (Cunda) arası yaklaşık 47 km, yani 50 dakikalık bir sürüş mesafesi bulunuyor.
- Otobüsle Ulaşım: İstanbul’dan Ayvalık’a düzenli olarak otobüs seferleri mevcut. Yaklaşık 8 saat süren bu yolculuk sonrasında Ayvalık Otogarı’ndan Ayvalık Belediyesi’nin otobüsleri ile Cunda’ya ulaşabilirsiniz. Mesafe sadece 9 km.
- Özel Araçla Ulaşım: Kendi aracınızla Cunda’ya gitmek, bölgeyi keşfetmek için en konforlu yol. İstanbul’dan Cunda Adası’na mesafe 450 km, yaklaşık 5 saat 30 dakika sürüyor. Osman Gazi Köprüsü veya İDO feribotları İzmit Körfezi’ni hızlıca geçmenizi sağlayabilir. Cunda, Balıkesir merkeze 150 km (2 saat), Ankara’ya ise 700 km (8 saat) mesafede. Dikili, Çeşme, Ören, Küçükkuyu, Altınoluk gibi çevre yerleşimlerden de Cunda Adası’na ulaşım mümkün.
Sonuç
Cunda Adası, hem dinlenmek hem de adanın tarihini ve doğal güzelliklerini keşfetmek için ideal bir destinasyon. İnanılmaz manzaraların tadını çıkarabileceğiniz, tarihi ve doğal aktivitelerle dolu bu adada sıkılmanız mümkün değil.